Wednesday, February 8, 2017

Juan Linzden Totaliter ve Otoriter Rejimler

Juan Linzden Totaliter ve Otoriter Rejimler



Siyaset Bilimi’nin en önemli alt disiplinlerinden birisi olan Kar??la?t?rma Politika alan?nda dünyan?n en yetkin bilim insanlar?ndan birisi kabul edilen ?spanyol akademisyen Juan Linz (Juan Jose Linz veya Juan J. Linz)[1], 1926-2013 y?llar? aras?nda ya?am?? çok önemli bir sosyal bilimcidir. Uzun y?llar ABD’de Yale Üniversitesi’nde ders veren Linz, özellikle meslekta?? Alfred Stepan’la beraber yazd??? çal??malarla tan?nm??t?r. Linz’in en önemli eserleri aras?nda, Ba?kanl?k sistemini ele?tirdi?i “The Perils of Presidentialism”[2] makalesi ile Problems of Democratic Transition and Consolidation: Southern Europe, South America, and Post-Communist Europe(John Hopkins University Press, 1996)[3] ve Totalitarian and Authoritarian Regimes(Rienner, 2000)[4] kitaplar? bulunmaktad?r. Türkçe’ye Prof. Dr. Ergun Özbudun taraf?ndan “Totaliter ve Otoriter Rejimler”[5]ad?yla çevrilen ve Liberte Yay?nlar? taraf?ndan 2008 y?l?nda bas?lan bu ikinci kitap, Linz’in olgunluk eseri olarak yak?ndan incelenmeyi hak etmektedir.


Juan Linz

Kitab?n?n “Giri?” ba?l?kl? birinci bölümüne, bu kitapta demokratik olmayan rejimlerin çe?itlili?i ve yayg?nl???n? inceleyece?ini aç?klayarak ba?layan Juan Linz, bunu yapmak için “demokrasi” kavram?n? inceleyece?ini belirtmektedir. Zira Linz’e göre; “bir kavram? tan?mlaman?n en kolay yollar?ndan biri, onun ne olmad???n? söylemektir” (Linz, 2008: 15). Bu do?rultuda, i?e demokrasiyi tan?mlayarak ba?layan Linz’in dü?üncesinde, demokratik rejimler, “liderler aras?nda serbest yar??may? gerçekle?tirmek üzere, dernek kurma, haber alma ve haberle?me temel hürriyetlerine dayanarak, siyasal tercihlerin serbestçe ifadesine imkân veren sistemlerdir” (Linz, 2008: 23). 
“Totaliter ve Otoriter Rejimler” kitab?
Kitab?n “Totaliter Sistemler” ba?l?kl? ikinci bölümünde, Linz, “totalitarizm” kavram?n? tan?mlamaya ve örneklerle aç?klamaya çal??maktad?r. Linz’in Carl Friedrich ve Z. K. Brzezinski’ye referansla tan?mlamaya çal??t??? totalitarizmin temel özellikleri ise ?unlard?r (Linz, 2008: 33-34);
  1. Toptanc? (totalist) bir ideoloji,
  2. Bu ideolojiye ba?l? ve genellikle tek bir ki?inin yani diktatörün liderli?indeki bir tek-parti,
  3. Çok geli?mi? bir gizli polis ve a-) kitle haberle?meleri, b-) silahlar, c-) ekonomik yap?lar da dâhil olmak üzere tüm örgütler üzerinde tekelci kontrol.
Ancak her diktatörlü?ü totaliter olarak da de?erlendirmemek gerekir. Birçok diktatörlük, asl?nda daha çok otoriter yönetim modeline yatk?nd?rlar ve toptanc? ideoloji, tek-parti sistemi ve tüm örgütler üzerinde tekelci kontrol gibi kat? uygulamalara yönelmedikleri için, totaliter rejimlere k?yasla demokrasiye daha yak?n olarak kabul edilirler. Bu gibi rejimlerde, zirvede tek bir lider olsa bile, alt gruplar aras?nda çe?itli güç mücadeleleri ya?an?r ve farkl? fikirler ve fraksiyonlar?n mücadelesi sayesinde totalitarizmin mutlak?yetçi mant???n?n yol açt??? hatalar k?smen de olsa düzeltilebilir (Linz, 2008: 35). Totaliter rejimleri otoriter rejimlerden ay?ran bir di?er faktör de, askeri otoritenin siyasal mutlak?yetçi sisteme ba?l?l???d?r. Linz’in ifadesiyle, “Bugüne kadar hiçbir totaliter sistem, silahl? kuvvetlerin müdahalesiyle devrilmi? veya köklü bir de?i?ime u?ram?? de?ildir; olsa olsa, kriz anlar?nda ?u veya bu hizip, ordunun deste?iyle kendi iktidar?n? güçlendirebilmi?tir” (Linz, 2008: 36). Bu ba?lamda, totaliter rejimlerin i?leyi?inde ortaya ç?kan di?er temel özellikleri ?öyle s?ralanabilir (Linz, 2008: 38):
  1. Monist, fakat monolitik olmayan bir iktidar merkezi mevcuttur; e?er kurumlar veya gruplar aras?nda bir plüralizm varsa, bu me?rulu?unu o merkezden al?r ve büyük ölçüde onun hakemli?i alt?nda i?ler.
  2. Tekelci, özerk ve fikren az çok geli?tirilmi? bir ideoloji mevcuttur. ?deolojinin belli s?n?rlar?n?n d???na ç?kmak, müeyyidesiz kalmayacak bir heterodoksluktur.
  3. Vatanda?lar?n, siyasal görevlere ve kolektif sosyal görevlere kat?lmalar? ve bu amaçla aktif bir mobilizasyon içinde olmalar? özendirilir, talep edilir ve ödüllendirilir.
Bu özelliklere uygun olarak, bir me?ruluk kayna?? olan ve ayn? zamanda görev duygusunu yücelten total bir ideoloji, toplumsal örgütlenmeyi sa?layan ve kontrol alt?nda tutan bask?c? bir tek-parti sistemi, sürekli yüceltilen ve me?ruiyet kayna?? haline gelen “kült” nitelikteki parti ve devlet liderli?i ve tüm bu sistemi ayakta tutan gizli polis te?kilat? ve istihbarat birimi, totaliter bir rejimin anahtar unsurlar?d?r. Bu aç?dan, Hannah Arendt’in de inceledi?i Nazi Almanya’s? ve Stalin Rusya’s? en önemli örnekler olarak de?erlendirilebilir. Bu yap?, bu iki devlette en kristalize haliyle görülmü?tür. Ancak fa?ist parti modeli, komünist parti modelinden farkl? olarak ve Führerprinzip anlay???na uygun ?ekilde, çok daha kat?d?r (Linz, 2008: 70). Komünist partilerde ise, k?smi parti-içi demokrasi uygulamalar? ve özele?tiri unsurlar? mevcuttur.
Kitab?n “Geleneksel Otorite ve Ki?isel Yönetim” ba?l?kl? üçüncü bölümü, Linz’in 3 ana yönetim modeli olarak nitelendirdi?i demokratik, otoriter ve totaliter rejimlerden farkl? olan di?er siyasal sistemleri inceledi?i bölümdür. Linz’e göre; az çok patrimonyal veya feodal karakterdeki geleneksel rejimler, -gelecekleri ?üpheli bile olsa- dünyada hala büyük me?ruiyet sahibidirler (Linz, 2008: 119). Ma?rip’in, Güneydo?u Asya’n?n ve Sahra-alt? Afrika’n?n birçok ülkelerinde bu gibi rejimler hala önemli rol oynamaktad?r ve oldukça yayg?nd?r. Latin Amerika gibi modern Bat? dünyas?n?n çevre bölgelerinde ortaya ç?kan ve tamamen geleneksel nitelikte olmayan Caudillismo (?efçilik) ya da Caciquismo (oligar?ik demokrasiler) tipi ki?isel yönetim biçimleri de bunlara eklenebilir (Linz, 2008: 119-120).
Yöneticilerin süregelen bir me?rulu?a dayand?klar? ve toplumu patrimonyal bürokrasi kurumlar? ve feodal otorite yap?lar? sayesinde yönettikleri geleneksel yönetimler, garip bir ?ekilde yar?-modern devletlerden daha istikrarl? bir performans göstermeyi ba?arm??lard?r (Linz, 2008: 122). Ancak bunun nedeni kesin belli de?ildir; geleneksel me?ruiyetin süreklili?i d???nda, mobilize olamayan sosyal yap?, ekonomik azgeli?mi?lik ve dünyadan tecrit edilmi? olmak gibi unsurlar da, bu noktada bu rejimlerin ba?ar?s?nda önemli rol oynam?? olabilir. Bu noktada, Fas, Tunus ve Cezayir gibi örnekler Linz’in dikkatini çekmektedir. Bu anlamda, bu ülkeler özelinde Fransa’n?n etkisinden söz etmek de yerinde olacakt?r. Fransa, bu üç ülkeyi farkl? ?ekil ve yöntemlerle etkilemi? ve kendi siyasal nüfuz alan? içerisinde tutmay? ba?arm??t?r. Örne?in, Fas’?, “do?rudan do?ruya veya Tunus’taki gibi k?smi bir kontrol yoluyla de?il; me?ruluk sembollerini, iktidar merkezlerini ve otorite arac?n? birbirinden ay?ran karma??k bir idari yap? vas?tas?yla yönetmi?lerdir” (Linz, 2008: 126).
Sultanc? rejimler de bu ba?l?kta incelenmesi gereken bir di?er rejim tipidir. Bu tip sistemler, “ki?isel yönetime dayanmakla beraber, bunlarda yöneticiye ba?l?l?k, geleneklere ve onun bir ideolojiyi tecessüm ettirmesine, yahut benzersiz bir ki?isel misyona, ya da karizmatik niteliklere de?il, korkuya ve i?birlikçilere da??t?lan ödüllere dayan?r” (Linz, 2008: 128). Yönetici, iktidar?n? kendi takdirine göre herhangi bir s?n?ra dâhil olmaks?z?n ve en önemlisi de kurallara yahut bir ideoloji veya de?er sistemine ba?l?l?k duymaks?z?n kullan?r.
19. yüzy?lda Latin Amerika’da etkili olan Caudillo(?ef) yönetimleri ise, 4 temel niteli?e sahiptir: (Linz, 2008: 132-133)
1. Ki?isel hâkimiyet ve itaat ba?lar?yla ve silah gücüne dayanarak servet yapma ortak arzusuyla perçinlenmi?, silahl? patron-yana?ma gruplar?n?n sürekli olarak ortaya ç?kmas?,
2. Kamu makamlar?na halefiyet konusunda kurumla?m?? yollar?n bulunmay???,
3. Siyasal yar??mada ?iddete ba?vurulmas?,
4. ??ba??ndaki liderlerin, ?ef olarak iktidarlar?n? sürdürmeyi bir türlü güvence alt?na alamamalar?.
Bir tür oligar?ik demokrasi modeli olan Caciquismo ise, Kern ve Dolkart taraf?ndan, “Yayg?n ve türde?likten yoksun bir elitçe yönetilen öyle bir oligar?ik siyasal sistemdir ki, bu elitlerin tek ortak özelli?i, milli amaçlar için yöresel iktidarlar? kullanmalar?d?r” ?eklinde tan?mlanm??t?r (Linz, 2008: 133). Caciquismo, özünde tar?msal bir temele dayanmakla birlikte, salt tar?msal nitelikte de?ildir; serbest meslek sahipleri, tüccarlar, sanayiciler ve siyasal makinelerin ?ehirli patronlar? da ço?u zaman i?e kar???r.  
Kitab?n “Otoriter Rejimler” ba?l?kl? dördüncü bölümü, Juan Linz’in otoriter rejim tiplerini di?er farkl? yönetim modellerinden ayr??t?rd??? ve kristalize etmeye çal??t??? bölümdür. Linz’e göre, otoriter rejimler; “S?n?rl?, fakat sorumlu olmayan bir siyasal plüralizme yer veren; i?lenmi? ve yol gösterici bir ideolojiye de?il, kendine özgü zihniyetlere sahip olan; geli?imlerinin baz? a?amalar? d???nda, yayg?n ve yo?un bir siyasal mobilizasyon yaratmayan; bir liderin veya bazen küçük bir grubun, biçimsel yönden iyi belirlenmemi? fakat fiiliyatta oldukça tahmin edilebilir s?n?rlar içinde iktidar? kulland?klar? siyasal sistemlerdir” (Linz, 2008: 137). Bu rejimlerin en önemli ay?rt edici özellikleri, plüralist unsurdur. Ancak demokrasilerden farkl? olarak, burada söz konusu olan “s?n?rl? plüralizm”dir (Linz, 2008: 139). Bu gibi rejimlerde, plüralizme k?smen izin veren bir tek-parti düzeni ya da ayr?cal?kl? parti sistemi (dominant parti veya hâkim parti sistemi) geçerlidir.
Genel bir de?erlendirme yap?l?rsa, 6 tip otoriter rejim modelinden söz edilebilir (Linz, 2008: 151-152):
  1. Bat? demokrasilerine uygun ön ?artlar? yaratmak amac?yla laikle?me ve modernle?me reformlar? gerçekle?tiren otoriter rejimler. Birinci Dünya Sava?? sonras?nda Türkiye ve Meksika’da kurulan rejimler, bu kategorinin en iyi örnekleridir.
  2. Fa?ist veya yar?-fa?ist milliyetçi otoriter rejimler.
  3. “Organik devletçilik” diye nitelendirebilece?imiz otoriter rejimler.
  4. Endonezya’daki Sukarno rejimi veya Pakistan gibi ?kinci Dünya Sava?? sonras?nda yeni ba??ms?zl???n? kazanan devletlerde do?an otoriter rejimler.
  5. Afrika sosyalizmi ve geleneksel dinsel otorite anlay??lar?n? reddeden baz? ?slam ülkelerinde görülen otoriter rejimler.
  6. Gordon Skilling’in “dan??mac? otoritarizm” olarak nitelendirdi?i totalitarizm sonras? komünist otoriter rejimler.
Kitab?n “Dünya Devletlerinin Tipolojideki Yeri: Bir Giri?im ve Güçlükleri” adl? be?inci bölümü, Juan Linz’in di?er önemli akademisyenlerin demokrasi ve rejimlerin tasnifleri konusunda yazd?klar?n? özetledi?i oldukça k?sa bir bölümdür. Yazara göre, rejim tasnifinde kritik üç unsur; plüralizme kar??l?k monizm derecesi, halk?n siyasetten uzakla?mas?na kar??l?k mobilizasyon derecesi ve zihniyetlerin egemenli?ine kar??l?k ideolojilerin temel önemidir (Linz, 2008: 245).
Kitab?n “Son Gözlemler” adl? alt?nc? ve son bölümü ise, Linz’in bulgular?n? özetledi?i ve baz? tespitler yapt??? kapan?? bölümüdür. Linz’in bu eseri, bu alanda yaz?lm?? en önemli eserlerden birisi olarak dikkatle okunmay? hak etmektedir. Kitapta yer alan fikir ve tasnifler, aradan geçen y?llara kar??n, bugünün dünyas?n?n anla??lmas? aç?s?ndan da son derece faydal? ve i?levseldir.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMEC?


[1] Hakk?nda bilgiler için; https://en.wikipedia.org/wiki/Juan_Jos%C3%A9_Linz.
[2] Buradan okunabilir; http://scholar.harvard.edu/levitsky/files/1.1linz.pdf.
[3] https://www.com/Problems-Democratic-Transition-Consolidation-Post-Communist/dp/0801851580/.
[4] https://www.com/Totalitarian-Authoritarian-Regimes-Juan-Linz/dp/1555878903.
[5] http://www.kitapyurdu.com/kitap/totaliter-ve-otoriter-rejimler/111860.html. 


Available link for download